28 Şubat 2009 Cumartesi

Turkcell Super Lig 22. Hafta; Beşiktaş-İstanbul B.B.

 
Artık her haftayı böyle nefes nefese heyecanla izleyeceğiz gibi görünüyor. Bugun istekli başlayan taraf Beşiktaş takımıydı fakat ilk on dakika geçildikten sonra sahada daha diri ve derli toplu bir Belediye takımı vardı ve her zaman ki gibi kontraatakla gol aramaya calıstılar hatırı sayılır gol pozisyonlarına da girdiler, ilk yarı gölü bulsalar kimse şaşırmazdı herhalde. Beşiktaşa gelince; ilk yarı saha da ne yapmaya çalıstığı belli olmayan belli bir hucum disiplini olmayan bir Beşiktaş takımı vardı, sonuç olarak da ilk devre bizleri ayağa kaldıracak bir pozisyon yakalayamadılar. Beklediğimden çok kötü bir Beşiktaş izledim açıkcası.

Beşiktaş ortasahası adeta yol gecen hanı gibiydi bu maçta. Tek istediğim Mustafa Hocadan; Ernst ile Uğur İnceman'ı yan yana oynatması belki bu şekilde mucadeleci direnci yüksek aynı zamanda yaratıcı bir ortasaha kurulabilir. Böylece rakibi orta sahada tutabilir ve hucumda disiplin sağlanabilir. Bugun Ernst orta alanda oldukca yanlız kaldı topu her ayağına aldığında ilk pozisyonda aktarabileceği bir arkadaşını aradı bulamayınca da bu topu olumlu kullanmakda zorlandı ve zaman zaman ciddi hatalar yaptı.

Mac artık tam bitti dediğimiz anda ise goller gelmeye başladı; Macın 65. dakikasın da Nobre'nin kafa vuruşu direkten dönünce aslında maçın seyri değişmeye başlamıstı. 79. dakika da ise Nobre'nin atmış olduğu gol ofsayt gerekçesi ile gecersiz sayıldı ki bu bana göre nizami bir goldu, Nobrebu pozisyonda geriden cıkmıştır net görülebilir ofsaytta bulunan Beşiktaş'lı oyuncu ise topa hareketlenmemiştir yani pasiftir. Beklenen gol ise 80. dakikada Tello 'nun kafasından geldi bunun 4 dakika sonrası yani 84. dakikada ise karambol anında Serhat Gürpınar durumu eşitedi artık bu maç böyle biter dediğimiz anda Tello 'nun sağ kanattan kullandığı serbest vuruşda Gokhan Zan 'ın kafa vuruşu ile durum 2-1 'e geldi. 

Kısaca maça bakmak gerekirse zor geçen bir mucadelede 3 puanı alan taraf Beşiktaş oldu ve puanını 42 'ye çıkartarak maç fazlasıyla 2. sıraya yükseldi. Beşiktaş takımındaki bana göre en önemli bir değişiklik ise, önceleri takım maçın sonlarına doğru oyundan düşerken son haftalarda ise sonlarına doğru goller bulmaya ve mucadelesini sürdürmeye devam etmeye başladı umarım lig sonuna kadar bu böyle devam eder ve özlediğimiz şampiyonluk artık gelir.

26 Şubat 2009 Perşembe

Yunanistan Süre Lig 23. Hafta; PAOK-Iraklis


PAOK takımı 23. hafta sonunda Iraklis'i Selanik de 1-0 yenerek lideri takibini sürdürdü. İki Selanik takımın mücadelesin de golü 79. dakikada Contreras kaydetti.


Bu da maçın golüdür efendim.


23. hafta sonunda da ligin üst sıralarında önemli bir değişim olmadı. Olympiakos liderliğini sürdürürken, PAOK ve Panathinaikos takiplerini sürdürdü.

23 Şubat 2009 Pazartesi

Turkcell Super Lig 21. Hafta; Galatasaray - Kocaelispor 2-5 Üzücü Ama Gerçek Skor

Ey Skibbe beni duymayacağını bildiğim halde sana sesleniyorum; gel otur sen benim bloğa yazı yaz ben geçeyim senin takımının hocalığını yapayım. Bir insan herhangi bir konuda tecrubesiz olablir, futbolda buna dahil elbette (konumuz futbol zaten). Fakat eminin sayın Skibbe 'nin de kaale alınacak bir antrenörlük geçmişi vardır, tabi benim FM karıyerimle kıyaslarsak bilemem ama gercek hayatta elbet vardır. Peki sayın hocam hayatınız boyunca şoyle bir klişe duymadınızmı; Hiçbir takımı küçümsemeyeceksin, canını yakar(Klişe bu arkadaşım, duymadıysan çocuğumu keserim).


Kocaelispor takımı ne kadar kötü durumda olursa olsun yedek ağırlıklı bir kadro ile sahaya çıkmak gecenin en büyük hatasıydı bence. Hadi Skibbe tecrubesiz hoca diyelim, peki Skibbe 'nin dedesinin yaşı kadar kariyeri olan Kalli görmemişmi bu kadroyu ? Yaşından dolayı olsa gerek geçen yılkı Kasımpaşa maçını unuttmuş kendileri. Sonuç ne oldu çıkarttığın onbir Taner Gülleri kadar gol atamadı, onbir (rakamla 11) kişi diyorum. NOT; Taner Gülleri tek kişidir.
Kocaelispora gelince; gittikleri her atak gol oldu neredeyse ve Taner Gülleri için soylenicek birkaç şey var elbet; son zamanlarda izlediğim en soğukkanlı golleri attı bugun, sahada iki krallık yarışı yapan forvete baktım, baktım ve dedimki aha sen Kralsın koçum, lig sona erdiğinde Baros belki Taner 'den daha fazla gol atmış olabilir ama o bugun krallığını kanıtladı ama Baros bugun yoktu maalesef ve belki düz mantık olucak ama lig sona erdiğinde Baros dediğimiz gibi kral olurda takıpçisi Taner olur ise herkez bu maçı hatırlıyacak ve soylıyecek bir çift lafı elbet olacak.

Son sözüm ise Galatasaray taraftarına 70 dakika boyunca; " Saldırın durmadan bu tarafatar arkanızda HER ZAMAN... (her zaman kısmını büyük yazmamın sebebini anlayacaksınız)" diye bağırıpta 4. golden sonra " O formayı çıakartın, s...tirin gidin." diye bağırmak yakışmadı. İyi gün dostu da böyle oluyor heralde. Gerçi Sivasspor maçın da yaptıkları ırkçı tezahuratların eleştirisini yapan Beşiktaş 'ın ÇARŞI grubuna yönelik resimdeki pankartı acan yaratıcılıktan herşey beklerim ben. Az daha yaratıcı olun takımınızı protsto edin ama bu şekilde koro halinde bütün takıma küfür etmenin adı yaratıcılık değil üretme kabızı olmaktan başka bir şey değildir.

21 Şubat 2009 Cumartesi

Sedergine


Kıs aylarının en bir vazgecilmez ilacıdır benim için sedergine. Bazı eczacı teyzeler, Fransız Aspirini desede bunun için, ben valla hiç de Fransız değilim kendisine. Sizlerede tavsiye ederim sonuna kadar. 

Üzeriniz de kırgınlık hissettiğiniz anlarda gece yatarken ve sabah kaltığınız da suya atarak içebilirsiniz ve içtikten 1 saat sonra, faydasını da görebilirsiniz bu konuda da bana güveneblirsiniz, garantisi de benim abi (cok denedim yaklasın 8 yıldır). Hele birde suya attıkdan sonra çıkardığı ses vardırkı sormayın onu ben zaten en cokda onu severım o sesı dınlerım hıcde gecmesini istemem içdikden sonrada karnımda hala o seslerin olduğunu bilirim (öylede bağımız vardır sedergine ile aramızda).

Dün de böyle kırgınlık hissettiğim zamanlardandı gece yatmadan bi bardak içtim ve sabahda içtim şu an turp gibiyim tabiri caiz ise, aklınızda bulunsun.

Nerede Bu Takımlar ? #3 Borissia Mömchengladbach


Serimize 70'li yıllarda Avrupa 'da ve Almanya 'da fırtına gıibi esen Borissia Mömchengladbach ile devam ediyoruz...

Möchengladbach takımı 70'li yıllarda Almanyayı kasıp kavurmus ve tüm başarılarını da bu dönemde elde etmiştir. Kulüp üye sayısı bakımından Almanyanın en büyük 6. kulübüdür.

Tarihdeki başarılarına gelince kulübün tamamı 70'li yıllarda kazanılan 5 lig şampiyonluğu, 3 Almanya Kupa 'sı ve 2 tane de UEFA Kupası bulunmaktadır. Aynı zamanda Bundesliga 'da Bayern Münih dışında üst üste 3 kez şampiyon olan tek takımdır.

Almanya'nın bu köklü kulübünün bir diğer özelliği ise Almanya Bundesliga tarihinin en farklı skoruna imza atan takım ünvanına sahip olmasıdır. 29 Nisan 1978 tarihinde oynanan karşılaşmada Borussia Mönchengladbach, Borussia Dortmund'u tarihi bir skor olan 12 - 0 ile yenerken Bundesliga tarihinede adını yazdırmayı başarmıştır.

70' li yılları geride bırakırken Mönchengladbach takımı da düşüşe geçmeye başlamıştır ve tabiri caiz ise ligin asansör takımı konumuna kadar gelmiştir. Şimdilerde ise 2007-2008 sezonunu Almanya 2. Liginde lider bitirerek, 2008-2009 sezonu itibarı ile Bundesliga da oynamaya hak kazanmıslardır ve hala o eski günlerini eminim mumla aramaktadırlar ve bu sezonu göz önünde bulundurursak arayacaklar gibide görünüyor.

Turkcell Super Lig 21. Hafta; Gaziantepspor-Beşiktaş


Geçen hafta olgunlasmaya başlayan çift forvetli sistemin meyvelerini bu hafta topladığımıza inandığım maçdı. Artık sayın Mustafa Denizli' de anlamıştır Beşiktaş için en hakiki murşitin çift forvetli sistem olduğunu geçte olsa.


Maça hızlı başlayan taraf Beşiktaş 'dı, daha maçın hemen başında üst üste kazandığı kornerlerle ve kanat organızasyonları ile bunu gösterdi fakat beklenen goller ikinci yarı geldi, orasıda Beşiktaş 'ım için ayrı bir kısırlık artık. Defansın önünde Cisse ve Ernst ikilisi vardı ki ben o Cisse'yi saymıyorum bile, Cisse denen kardeşimiz libero mevkinin sadece savunma kısmını yapıyor ve hiç bir atak organizasyonuna katılmıyor heralde kendisi öyle uygun goruyor, bu bilinmez ama Cisse' nin bu takımda diretk oynamasıda kulube de oturan Uğur İnceman' a hakarettir be kardeşim yazık günah. Eminim Uğur oynasa Cisse' nin yaptığı savunmayı yapar üstüne bide hucuma cıkarken oyunu da yönlendirir, Ernst' de bıraz olsun nefes alır. Zaten Cisse'nin yaptığı olayın iki katını Serdar Kurtuluş yapabiliyor, yani daha ne bu adama 1,5 milyon € para veriliyor yabancı kontenjanı boşuna ısraf ediliyor? acaba sayın Demirören, Cisse'nin maç başına aldığı paradan kendisine yüzdemi alıyor(!) yollayın gitsin kardeşim bu adam.

He bide Serdar Özkan varki sormayın. Tamam gençsin gercekten cok yeteneklisin kendi oyununu oynasan hepimiz elini operiz de kardeşim sen neden yapabiliceklerinden fazlasını yapmaya calışıyorsun, Messi falanmı sanıyorsun kendıni zaten oyle olsan ne işin var Türkiye 'de seni 16 yaşında A takıma çıktığın zaman alırlardı Beşiktaşım 'a bırakmazlardı merak etme için rahat etsin öyle bi yetenekde değilsin.

İbrahim Toraman' a gelince; Sevgili İbrahim Toraman, bu satırları sana ayırırken eğer sağ kanat oynıyacaksan git ac ntvspor' u sabaha kadar futbol maçları oluyor, orda izle bazı sağ kanat oyuncularını, en iyisi olmak zorunda değil ortalama bitanesini izle ve bak nasıl sağ kanat olunuyor gör yada git sahaflar çarşısına, Emre Poyraz' ın 100 adımda nasıl sağ kanat oyuncusu olunur kitabını al oku! Daha sonra da, antreman sonlarında 50 tane top al onları sahanın sağ tarafında orta alan cizgisine yığ topu surerek koş son cızgıye gelmeden ayakların şişene kadar orta aç! Ama tabi attırdığın gole gelince gercekten takdir ediyorum seni ben zaten hep böyle hareketleri takdir ederim, Fifa 2000 'de olsun PES 'de olsun.

Sonuç itibarı ile stresli geçıceğini beklediğim bi maçı rahat kazandık ve böyle oynamaya devam edersek yolumuz açık gibi görünüyor. Bu galibiyet Nobre 'nin, Bobo 'nun, Ernst 'in yada Tello 'nun zaferi değil sistemin zaferidir.

19 Şubat 2009 Perşembe

En Sevdiğim Beşiktaş Formaları... #1



1999-2000 sezonuna ait Reebok forma;

Çok büyük umutlarla başlamıştı Beşiktaşım bu sezona, aynı zamada bu sezon benim futbolla ciddi anlamda tanıştığım yıldı. 1998-1999 sezonunu ikinci olarak kapatmıştık, yanlış hatırlamıyorsam Şampiyonlar Ligi ön elemelerinde bir İsrail takımına elenmiştik. Beşiktaş için buyük bir kayıptı Avrupa o sezon. Fakat bir başka Türk takımının da Avrupa'yı ayağa kaldırdığı sezon olmuştu.

Bu sezon aynı zaman da Ahmet Dursun'un fırtına gibi estiği sezondu. Kocaelıspor' dan sezon başı transfer edilen Ahmet Dursun belkide futbol yaşamı boyunca en iyi sezonunu gecirmişti o yıl Beşiktaş' da ve bir daha da akılda kalıcı bir Ahmet izleyemedi Beşiktaş taraftarları sonrasını zaten hepimiz biliyoruz; Çin macerası, İstanbulspor, Tekrar Beşiktaş, Şekerspor, Ankaragücü ve Kocaeli hiç birisinde de o sezonki performansın ucundan geçmedi Ahmet.

Birde Fevzi Tuncay varki sormayın ah ah... Türkiye' nin genç ve umit vaad eden kalecisiydi gerçekten başarılıydı milli takıma seçildi, gerçekten başarılı maçlar cıkarttı, ta ki o malum Galatasray maçına kadar... O maçı hepimiz biliyoruz; Ligin bitimine 2 hafta kala Beşiktaş kazanırsa liderliği Galatasaray 'dan alıcağı, puan kaybederse Galatasaray 'ın şampiyonluğunu büyük ölçude garantiliyeceği maçtı. Daha macın hemen başında Şifo Mehmet 'in o kısacık boyu ile attığı akıl dolu kafa golü ile öne gecmiştik ve gerçekten Galatasaray 'ı eze eze kendi yarı sahalarına hapsetmiştik. İkinci devrede değişen birşey olmamıştı Beşiktaş saldırıyor Galatasaray savunması ataklar savuşturuyordu derken alakasız bir pozisyonda Halilagiç 'in geri pası, o genç yetenekli kalecinin ayaklarının altından kaçıyordu belkı o an Fevzi 'nin ayağandan kaçan top değil; milyonlarca Beşiktaş 'lının şampiyonluk hayali belki Fevzi 'nin kariyeri belki de bir daha asla Beşiktaş 'ımızın başında goremiyeceğimiz bir başkanın son hayalıydi. O top ağlara gittiği anda donup kalmıştım tabiri caiz ise "mala bağlamıştım". Maç bitmişti şampiyonluk gitmişti umutla geleceğe bakmaktan başka çaremizde yoktu maalesef. Bu maçtan sonra Fevzi 'nin de karıyeri sona eriyordu psikolojik olarak bir daha toparlanamamıştı genç file bekçisi.


Sezon biterken büyük başkanımız Süleyman Seba 16 yıllık başkanlık gorevinden istifa ediyor ve akıllara kazınan herkezin anlamını beynine kazıdığına inandığım o cumleyi soyluyor, "Bazen şerefli ikincilik ve üçüncülükler, şerefsizce kazanılan şampiyonluklardan daha önemlidir" .


İşte bu siyah reebok forma bana bunlar hatırlatıyor maalesef uzucu, sinir, bozucu ve bazen de gülümseten anılar.


UEFA Kupası 3. Tur İlk Maçları



Uefa Kupası 3. tur ilk maclarının bir kısmı bu akşam oynandı ve sonuclandı. Avrupa 'da ki tek temsilcimiz olan Galatasarya Bordeux deplasmanın da oynadığı iyi futbolla istediği sonucu aldı ve mucadele 0-0 sona erdi.




Bu gece için surprız denilebilcek sonuç benim için Aalborg' un Deportivo La coruna 'yı 3-0 mağlup etmesi oldu. Aalborgun Şampiyonlar Liginde ki performansı, Deportivo' nun da bu sezonki performansı her ne kadar bu sonucu olağan gostersede, bir yana Danimarka kulüplerinin Avrupa kupalarında ki performanslarını koyduğumuzda diğer yana da İspanyol kulüplerinin Avrupa kupalarında ki performanslarını göz önüne aldığımız da bu sonuca surpriz demek fazla olmaz.





Gecenın benim için bir başka ilgi çekici sonucu ise Metalist' in Sampdoria' yı deplasman da 1-0 mağlüp etmesi oldu ama bu sonuc surpriz olduğu için değil, artık Metalist takımının da Dynamo Kyiv yada Shaktar gibi korkulacak bir Ukrayna takımı olduğunu kanıtladığı içindir bunları birisi durdursun artık dıyorum, içimden belkide bize 4 tane attıkları içindir, ne biliyim.


Gecenin diğer sonuçlarına gelince; Dynamo Kyiv 1 - Valencia 1, Zenit 2 - Stuttgart 1, Olympiakos 1 - St. Ettienne 3, Aston Villa 1 - CSKA 1, Werder Bremen 1 - AC Milan 1, NEC Nijmegen 0 - Hamburger SV 3, PSG 2 - Wolfsburg 0, Braga 3 - Standart Liege 0.

18 Şubat 2009 Çarşamba

Bobo & Nobre Forvete; Nihayet !!!


Göreve başladığından beri takımı tek forvet oynattığı için surekli eleştirilen Mustafa Denizli'nin sistemde değişikliğe gideceği öğrenildi. Berabere kalınmasına rağmen Trabzonspor maçındaki mucadele alkış toplamıştı, ozelliklede ikinci yarı takım çift forvete dödükden sonraki baskı oldukça beğenilmişti.Cuma günü ise forvet hattında Bobo & Mert Nobre ikilisinin mucadele ediceği arkalarında ise sakatlıktan kurtulan Matias Delgado'nun oynıyacağı oğrenildi.

Bana kalırsa çift forvetli sistemin en başından beri uygulanması lazımdı. Mustafa Denizli nihayet Beşiktaş takımın da teknikdirektörlük yaptığını hatırladı ve tek forvetli korkak sisteminden vaz geçti. Umarım sonuçları gerçekten umduğumuz gibi olur ve özlediğimiz Beşiktası izleyebiliriz.

Ersun Hoca Taça Çıktı


Trabzonspor Teknik Direktörü Ersun Yanal'ın, Beşiktaş ile oynanan karşılaşmadan sonra yaptığı ''İkili averajda rakibimizi geçtik'' açıklamasının doğruyu yansıtmadığı ortaya çıktı.


Trabzonspor Teknik Direktörü Ersun Yanal'ın, Beşiktaş ile oynanan karşılaşmadan sonra yaptığı ''İkili averajda rakibimizi geçtik'' açıklamasının doğruyu yansıtmadığı ortaya çıktı.


İki takım arasında ilk maçın Trabzon'da 0-0, ikinci karşılaşmanın da İstanbul'da 1-1 bitmesinin ardından, iki takım arasındaki lig tamamlandığında aynı puanda olmaları halinde, ilk olarak bakılacak olan ikili averaj sıralaması ortadan kalktı.


Türkiye Futbol Federasyonu'nun 2008-09 Sezonu Turkcell Süper Lig Müsabakaları Statüsü'nün ''Puan Usulü ve Averaj'' başlıklı 11. Maddesine göre; aynı puana sahip takımlar arasında sıralamayı belirleyecek esaslar sıralandı.


11. Madde'nin (b) fıkrasına göre, iki takım arasında öncelikli olarak birbirleriyle yaptıkları maçlardaki puan durumuna bakılırken, bu durumda eşitlik olması halinde kendi aralarındaki gol averajının göz önünde bulundurulacağı vurgulandı. Bu maddede ayrıca parantez içinde ''Kendi aralarındaki maçlarda atılan gollerde eşitlik varsa, deplasmanda gol atan takım üstün sayılmaz'' ibaresi yer aldı.


Ersun Yanal ise Beşiktaş maçından sonra yaptığı açıklamada siyah-beyazlı takıma ikili averajda üstünlük sağladıklarını belirtmişti.
Kaynak: Anadolu Ajansı

Ben İstanbul Derbisinin PAOK ve Beşiktaş Arasında Gecebilme İhtimalini Sevdim

Burası PAOK...



Burası AEK tribunleri...

Resimdeki görüntüler Yunanistan'ın İstanbul kökenli iki kulübü olan PAOK ve AEK ya ait. PAOK kulübü Beşiktaş semtinden göç eden Rumların Selanikde kurduğu kulüp, AEK ise kökeni 1870 lere dayanan İstanbul'da Pera kulubünden kacan Rumlar'ın kurduğu kulüp.

Güzel olmazmıydı biz onalara Turkcell Superlig' den bir kulup yollasak(hepimiz biliyoruz o kulubu) onlarda buraya gelse memleket hasretleri bitse. İstanbul Derbileri de sadece İstanbul da oynansa. Elbet göndericeğimiz kulüpde orada bir papazın çayırı bulur öyle değilmi...


Gregg Loomis-Pegasus Şifresi


Bundan 4 sene evvel Dan Brown' ın Da Vinci Şifresi kitabınmı okumuştum. Kıtabın ilgi cekıcı konusunun yanında Dan Brown' ın kullanmış olduğu dil ve uslupta oldukça güzeldi ve kıtabı okutan ayrıntılardan bir taneside buydu.

3 ay önce Tansaşın kitap rafların da Pegasus Sırrı adlı kıtabı gorunce hemen aldım elime, kabı aynı Da Vinci Şifresi gibi tasarlanmıstı ve uzerınde; Robert J. Randisi diye birisi şu yorumu yapmıs; " Da Vinci Şifresi kitabından daha gizemli, daha heyecanlı ve daha fazla merak uyandırıcı..." bu yorumu okudukdan sonra merak ettim ve kıtabı aldım. Aldığım gün okumaya başladığım kitabın sadece kabının Da Vinci Şifresine benzemedığini farkettim yazarın kullandığı uslup da oldukça benziyordu, sankı Dan Brown Gregg Loomis takma adı ile aynı turde fakat farklı isimde bi kitap yazmıs ve bızlere Pegasus Sırrı ismi ile sunmuştu.

Kitap için ilk izlenimlerim bu sekilde oldu ama okunurmu okunmazmı diye sorarsanız; Eğer bu tür sırlarla dolu, içerisinde kovalamaca, az mıktarda aşk ve polisiye olan romanlardan hoşlanıyorsanız, okumanızı tavsiye ederim ama tabi eğer okumadıysanız oncelikle mutlaka Da Vinci Şifresini okumalısınız.

Pegasus Sırrı
Orjinali; The Pegasus Secret
Yazar; Gregg Loomis
Pegasus Yayınları
Fİyat; 20 tl

17 Şubat 2009 Salı

Nerede Bu Takımlar ? #2 Kızılyıldız


1945 yılında Hitler'in nazı ordularına karsı butunlesen Yugoslav toplumlarının sembolu halıne gelen Kızılyıldız, Partizan ile 1945 de kurulan bircok Sırp takımından bır tanesıdır. Partızan'dan daha cok sevilmesinin nedeni Partizan takımın ordu kökenlı Kızılyıldız takımının ise halkın takımı olmasıdır.

Altın Yıllar...
Savaşdan 7 yıl sonra başlayan Yugoslavya liginde Kızılyıldız takımı artık fırtına gibi esmeye başlamıs Partizan' ı, Hajduk Split' i ve Dinamo Zagreb' i gölgede bırakarak önlenemeyen cıkışına başlamıştır. 1950' lerin başından ıtıbaren Tırmanısını surduren Kızılyıldız 5 yılda 4 lig şampıyonluğu, 1 ikincilik yaşarken; ilk kez katıldığı Avrupa Şampiyon Kulupler Kupası 'nda 1956-57'de yarı finali, ertesi yıl da çeyrek final oynamıştır.

Kızılyıldızın durmaksızın devam eden çıkışı 60' lı yıllarda da devam etmeyi surdurmuştür. 1968'de Orta Avrupa Kupası şampiyonu olan Kızılyıldız, Avrupa Şampiyon Kulupler Kupası 'nda ve Kupa Galipleri Kupası 'nda 1'er yarı final ve 1'er çeyrek final yaşadıktan sonra 1978-79 sezonunda UEFA Kupası 'nda finale kadar yükselmiş. Finalin ilk ayağında Belgrad'da Mönchengladbach ile kendi kalesine attığı golle 1-1 berabere kaldı, rövanşı ise Simonsen'in golüyle 1-0 kaybetmiştir.

80' li yıllarda ise Şampıyon Kulupler Kupası' nda 3, Kupa galipleri Kupası' nda ise 1 kez çeyrek final oynamıştır. 1990-1991 sezonun da ise Avrupanın en büyüğü olmuştur, İtalyanın Bari kentinde oynanan Fİnal mucadelesinde Marsilya'yı penaltılarla 1-0 yenerek Avrupa Şampiyonluğuna ulaşmıştır. Super Kupa finalini kaybetmiş olsalarda Dünya Kulupler Kupası finalinde Şilinin Colo Colo takımını 3-0 yenerek bu kupayıda muzelerine göturmuşlerdir.

Çöküş...
1991 'de Yugoslavya 'da başlayan iç savaş sonucunda Kızılyıldız, önce uluslararası maçlarını dış ülkelerde oynamak zorunda kalmış, sonra da ambargo nedeniyle 1995 'e kadar kupalara katılamamıştır. Ayrıca kadrosundaki Boşnak ve Hırvat oyuncuları, daha sonra da ekonomik nedenlerle kaliteli Sırp oyuncuları büyük Avrupa kulüplerine kaptıran Kızılyıldız gerileme dönemine girmiştir.

Başımız Sağolsun...

Her rolu yakıştırdık da sana ölümü nasıl yakıştıracağız... Mekanın cennet olsun usta...

22. Hafta, Levadiakos-PAOK; Haftanın Karlı Takımıyız

Yunanıstan Superligi'de Turkcell Superlig gibi büyük bir heycana sahne oluyor. PAOK takımı 22. hafta mucadelesinde ligden düşmemek için mucadele eden Levadiakos ıle karsılastı macın basından sonuna kadar ustun olan taraf PAOK'du. PAOK zayıf rakibi karşısında; 11. dakikada Conceicao'nun golu ile one gecerken, PAOK takımı cılız Levadıakos ataklarını orta sahada eriterek maçta kontrolu eline aldı. Maçı bitiren goller ise ikinci yarıda, 50. dakikada Sorlin ve 58. dakikada İvicin penaltısından geldi.


Şampiyonlar Ligine katılma mucadelesi verdiği Panathinaikos'un 2 puan kaybettiği bir hafta da galip gelen PAOK haftayı karlı kapatan takımlardan bir tanesi oldu.

16 Şubat 2009 Pazartesi

Nerede Bu Takımlar ?


Bu yazı dizimizde, bir zamanlar fırtına gibi esen fakat günümüzde kayıplara karısan, babalarımızın bir zamanlar Partizan vardı ya da bir zamanlar Kızılyıldız vardı muhabbetlerinin tadında bir metin dizisi hazırlıyacağım.

ilk Olarak Nottingham Forest takımı ile başlamak istiyorum; Oldukca köklü bir kulup olan Nottingham Forest takımı ezeli rakibi ve aynı zamanda dünyanın en eski futbol takımı olan Notts county'den üç sene sonra kurulmustur.
Forest kulubu Liverpool ve Arsenal gibi günümüz büyük takımlarına forma yardımında bulunmuştur, hatta bu iki takımda forma olarak halen kırmızı-beyaz ve sarı-lacıvertı kullanmaktadırlar.

Forest takımı Brian Clough ile altın yıllarını yasamıstır. Takımın basında kalan Brian Clough ile beraber Forest takımı İngiltere 1. ligine yükselmiş ve imkansızı başararak yükseldiği sene ligi şampıyon olarak bitirmişdir. Sadece bununla kalmayıp ertesi sene Şampiyon Kulupler Kupasında finalde Malmö yu yenerek bu kupayı da almıstır. Başarılarının tesaduf olmadığını ertesi sene gene Şampıyon Kulupler Kupasın da finalde Hamburgu 1-0 yenerek Avrupa Şampıyonu unvanlarını koruyarak gostermişlerdir. Brian Clough un 18 yıllık yonetımde Forest takımı 1 lig sampıyonluğu, 2 avrupa sampıyonluğu ve 4 federsayon kupası kazanmıstır.Fakat Brian Clough'nun bu başarıları 92-93 sezonu sonunda Forest takımının 2. lige dönmesi ile sona ermiştir. Düştükden bir sene sonra tekrar lige donsede ligin asansor takımlarından olmustur ve kayda değer bir başarı sağlayamamıştır. Günümüzde Football League Championship de mucadele etmektedir.

Beşiktaş JK - Trabzonspor SK







Bir Besıktaslı olarak benim beklediğim bir skordu fakat Besiktasın oynadığı oyunu gordukten sonra kesinlikle macın hakkı olan skorun bu olmadığını dusunmekteyim. Mactan sonra tv de ki yorumlara bakıcak pek vaktım olmadı fakat tv de ki yorumcuların da benım dusunduklerimden cok farklı seyler dusundukleriniz zannetmiyorum.




Öncelikle Besıktasdan bahsetmek gerekirse; Mustafa Denizli ılk yarıda korkak bir kadroyla sahaya cıktı. Kendi sahanızda sampıyonluk mucadelesi verdiğiniz takım ıle karsı karsıya gelıyorsunuz mutlak kazanmanız gereken maca tek forvet ile cıkıyorsuzunuz. Tabiki sonuc; ıleride yanlız kalan Mert Nobre fizik olarak cok güçlü olan Trabzon savunması arasında ezıldı ve eridi, tek olumlu hareketi olmadı işin açıkcası. Mustafa Hoca orta saha da ise Cisse ve Ernst ikilisi ıle rakıp takımı orta alanda tutup baskıyı onde kurmak istedi bu belkide Mustafa Hocanın macın basından sonuna kadar yapmış olduğu en faydalı olaydı ve bunu basardı. Ernst ve Cisse orta alanda teknik kapasitesi yuksek fakat fizik olarak zayıf olan Trabzonzonsporlu ortasaha oyuncularına top gostermedi bir pozisyon harıç o da gol oldu zaten. İkinci yarıda ise sahada takım oyununa faydalı olmayan Yusuf Şimşek ve yapabiliceklerinden daha fazlasını yapmaya calısarak hiç bir şey beceremeyen Serdar Özkanı oyundan alıp Delgado ve Bobo yu oyuna sokmasıda Mustafa Hocanın yaptığı bir diğer olumlu harekettı fakat bunu mac basında yapmıs olsaydı belkide şu anda Beşiktaşın galibşyetini konuşuyor olucaktık. Bu ikili oyuna girdikten sonra Besiktas takımı golu bulmanın rahatlığı ile iyicene geriye yaslanan Trabzonspor savunmasını; Solda Tello sağda ise Toramanın ortaları ile adetağa dövmeye basladı ve beklenen gol 77. dakikada Delgadonun kullandığı korner atışı sonunda Bobonun kafasından geldı.




Trabzonspora bakmak gerekirse; Ersun Hoca eminimki karsısında bukadar dırenclı ve inançlı bir Besiktaş takımı beklemiyordu. Hucum ağırlıklı bir kadro ile sahaya cıktı fakat kafasında oynadığı sanal macı(!) sahaya yansıtamamıs olucakki biz boyle bir trabzonspor goremedik sahada. Macın başından sonuna kadar korkak bir takım izledik sanki şampiyonluk mucadelesi değilde " Biz ligin orta düzey Anadolu Takımıyız, kapanalım kontratakdan bir gol bulur mac sonuna kadar yatarız." düşüncesi ile oynadı ve sonucunda almak istediğini aldı fakat ileriki maçlar için pekde iyi sinyaller vermedi.

Mosquito Effect




Çok sevdiğim bir dostumla beraber, uzun uğraşlar vererek açtığım bu sayfaya ılk yazımı yazmakda bu saatte nasıp oldu, ne yazıkkı.

Efendim Bu Sayfada Neler Bulabilirsiniz ?



Bu sayfamızda; futbol, muzik, siyaset, eğlence, turizm ile ilgili her konuyu bulmanız mumkun. Yazılarım da ağırlığı futbola vermeyi planlamaktayım. Turkcell Super Lig ve Avrupanın dığer liglerinde heycan hat safhadayken, sokakda 20 kişiden 15' i futbol konusurken, memlektimizin bu en cok prim getiren konusunu ılk planda dusunmek doğru olur kanısındayım.